GezKanatlan Güvenilir Mi? Psikolojik Bir Mercekten Bakış Bir Psikologun Meraklı Girişi: İnsan Davranışlarını Çözümlemek İnsanların neye güvendiğini, hangi hizmetleri tercih ettiğini ve nasıl karar verdiklerini anlamak, psikolojinin en ilginç alanlarından biridir. Çünkü kararlarımız, her zaman mantıklı veya objektif olmaz. Bazen duygularımız, bazen geçmiş deneyimlerimiz, bazen de çevremizden aldığımız mesajlar, güven algımızı şekillendirir. GezKanatlan gibi yeni nesil seyahat platformları, kullanıcılarının güvenini kazanmak için çeşitli stratejiler kullanıyor. Ancak, gerçekten güvenilir mi? Bu soruyu cevaplamak, yalnızca hizmetin sunduğu avantajları incelemekle kalmaz, aynı zamanda insanların güven algısını anlamayı gerektirir. Psikoloji, özellikle bilişsel, duygusal ve sosyal boyutlardan bakıldığında, bu tür platformların güven algısı ve toplumsal…
8 YorumEtiket: bir
Fıtriyye Ne Demek? Farklı Yaklaşımlar ve Anlam Katmanları Fıtriyye… Bu kelime, günlük hayatta karşımıza çok sık çıkmasa da, özellikle dinî ve felsefi bağlamlarda önemli bir yer tutuyor. Ancak fıtriyye, yalnızca bir kavram değil, insanların yaradılışına dair derin bir anlam taşıyor. Bugün, fıtriyye kavramını farklı bakış açılarıyla ele alacağız. Bu yazı, hem objektif bir bakış açısıyla konuyu inceleyen, hem de duygusal ve toplumsal bağları göz önünde bulunduran bir yaklaşım sergileyecek. Fıtriyye, Arapça kökenli bir kelimedir ve fıtratla doğrudan bağlantılıdır. Fıtrat, insanın yaradılışındaki doğal özellikleri ve yaratılış amacını ifade ederken, fıtriyye de bu doğallığın bir tür yaşantı biçimi, hayat tarzıdır. Peki, fıtriyye…
8 YorumGünde 5 Kez Diş Fırçalamak Zararlı Mı? Geleceğe Dair Bir Vizyon Günümüzün sağlık ve hijyen anlayışı hızla değişiyor. Eskiden “günde iki kez diş fırçalamak” neredeyse evrensel bir kuraldı. Ancak şu an, bazı insanlar günde 5 kez dişlerini fırçalamayı alışkanlık haline getirdi. Birçok kişi, “daha fazla fırçalamak daha iyi olur” mantığıyla hareket ediyor. Peki, bu alışkanlık gerçekten sağlığımız için faydalı mı, yoksa gelecekte bu davranışın geri dönüşü olmayan zararlara yol açmasını mı izliyoruz? Gelin, birlikte bu merak edilen soruyu derinlemesine inceleyelim. Günde 5 kez diş fırçalamanın gerçekten bir avantajı var mı, yoksa bu alışkanlık, ağzımıza ne kadar iyi bakmaya çalışırsak çalışalım,…
4 Yorumİşeme Refleksi Hangi Sinir? Bir Antropolojik Perspektif Kültürlerin Çeşitliliği ve Bedenin Sırları: Bir Antropoloğun Bakış Açısı Beden, kültürler arası farklılıkları anlamanın belki de en ilginç yollarından biridir. Toplumlar, sadece düşünceler ve kelimelerle değil, aynı zamanda bedenlerini nasıl kullandıklarıyla da kimliklerini şekillendirirler. Her toplum, bedensel işlevlerin farkında olmanın ötesine geçerek bu işlevlere özel anlamlar yükler. İşeme refleksi, belki de bedenimizin en doğal ve en temel işlevlerinden biridir; fakat bunun nasıl ve neden gerçekleştiği, sadece biyolojik bir süreç değil, aynı zamanda sosyal, kültürel ve psikolojik bir olgudur. Bir antropolog olarak, işeme refleksinin arkasındaki sinirsel süreçlerin, kültürler arası farklılıklarla nasıl etkileşime girdiğini merak…
4 Yorumİstetmenin Diğer Adı Nedir? Felsefi Bir Bakış İsteme ve İnsan: Bir Filozofun Perspektifinden İstemek, insanın en temel doğasından gelen bir arzu, bir itki ya da belki de bir yaşam güdüsüdür. Felsefi açıdan, istemek sadece bir eylem değil, aynı zamanda insanın varoluşunu ve dünyayla olan ilişkisini anlamamız için bir anahtar olabilir. Her insan, bir şey isteme kapasitesine sahiptir, ancak “istemenin” doğası ve “istemenin” diğer adı nedir? Bu basit ama derin soruya yaklaşıldığında, karşımıza etik, epistemolojik ve ontolojik birçok boyut çıkar. Peki, “isteme” nedir? Sadece bir duygu ya da düşünce mi, yoksa daha derin bir ontolojik gerçeklik mi? Bu yazıda, istemek kavramını…
6 YorumKarakulak Kedi mi? Farklı Bakış Açılarıyla Kedi Dünyasının En Tuhaf Sorusu Bazı sorular vardır ki cevabı ne kadar basit görünse de, içine daldıkça o kadar karmaşık hâle gelir. İşte “Karakulak kedi mi?” sorusu tam da böyle bir bilmece. 🐱 İlk duyduğumuzda “Tabii ki kedi!” deyip geçeriz ama biraz düşününce… Evcilleştirilmemiş, ormanda avlanan, görünüşü bildiğimiz kedilere hiç benzemeyen bu canlı gerçekten bizim “miyav” dediğimiz tüylü dostlarımızla aynı kefeye konabilir mi? Gelin, bu meseleyi hem verilerle hem de duygularla tartalım. Erkeklerin Veri Odaklı Yaklaşımı: “Bilim Ne Diyorsa O” Bir erkek bu soruya yaklaşırken muhtemelen önce bilimsel sınıflandırmalara bakar. Latince adı Caracal caracal…
8 YorumKarakoyunlular Şii mi? Köklerden Geleceğe Uzanan Bir Mezhep Tartışmasını Birlikte Düşünelim Konuya tutkuyla yaklaşan bir tarih meraklısı olarak sizi, yalnızca “doğru mu–yanlış mı?” diye biten bir tartışmaya değil; katman katman açılan, bugüne ve yarına dokunan bir yolculuğa davet etmek istiyorum. “Karakoyunlular Şii mi?” sorusu, tek cümlelik bir hükümden çok daha fazlasını gerektiriyor: sınırlar, hanedan rekabetleri, derviş hareketleri, meşruiyet stratejileri ve kültürel üretimlerle örülü bir arka plan… Hadi, birlikte düşünelim; belki bu tartışma, bugün sosyal medyada gördüğümüz hızlı etiketlemelerin ötesine geçmek için de bir fırsat olur. — Kökenlere Kısa Bakış: Kim Bu Karakoyunlular? 14. ve 15. yüzyıllarda Doğu Anadolu, Azerbaycan, Irak…
6 YorumHuzursuz Bacak Sendromuna Ne İyi Gelmez? Bir Felsefi Bakış Felsefe, insanın varlık, bilgi ve değer anlayışını sorgulayan bir disiplindir. Her bir insanın bedeninin kendi evreni olduğu bir dünyada, bireylerin karşılaştığı fiziksel rahatsızlıklar yalnızca biyolojik değil, aynı zamanda felsefi bir boyut kazanabilir. Huzursuz bacak sendromu (HBS), fizyolojik bir rahatsızlık gibi görünse de, onu anlamaya çalışırken karşımıza çıkan etik, epistemolojik ve ontolojik sorular, hastalığın derinliklerine inmemize olanak tanır. Bize huzursuz bacak sendromunun neyin “iyi gelmediğini” soran bir soru yöneltilse, bu soru yalnızca fiziksel bir tedavi sürecini anlamaya yönelik değil, aynı zamanda bedenin varlık hali ile zihin arasındaki ilişkiyi de sorgulayan bir sorudur.…
8 YorumHuzur Hakkı Toplu Ödenir Mi? Tarihsel Bir İnceleme Tarih, yalnızca geçmişin izlerini sürmek değil, aynı zamanda bu izlerin günümüze nasıl şekil verdiğini anlamakla ilgilidir. Geçmişin derinliklerine inmek, geleceği daha sağlam temeller üzerine kurmamızı sağlar. Bu yüzden, belirli bir kavramın tarihsel süreçlerini anlamak, o kavramın nasıl evrildiğini ve toplum üzerindeki etkilerini kavrayabilmemize olanak tanır. Bugün, memurun huzur hakkı gibi önemli bir sosyal güvenceyi tartışırken, bu hakkın geçmişteki kökenlerini ve günümüzdeki uygulamalarını sorgulamak da oldukça önemlidir. Huzur hakkı, devletin kamu görevlilerine sunduğu bir sosyal güvencedir. Ancak bu güvencenin toplu olarak ödenip ödenmeyeceği, tarihsel süreçlerde değişim göstermiş ve toplumsal dönüşümlerle şekillenmiştir. Bu yazıda,…
4 Yorum